27 Eylül 2007

En Çok İzlenen Sayfa Ögesi Ekleme

Favicon yazımda bahsetmiş olduğum en çok izlenen "Sayfa Ögesi Ekleme" ile ilgili yazımı nihayet hazırlayabiliyorum. Bu arada fotoğrafın yazı ile bir ilgisi yok ama fotoğrafsız yazıları sevmediğim için eşimin çekmiş olduğu bu güzel çiçek fotoğrafını eklemek istedim.

Öncelikle belirtmeliyim ki bu tamamen benim amatörce oluşturduğum bir sistem. Bu konuda hiçbir iddiam yoktur. Belki de bir çok arkadaşım bu işlemi zaten biliyor ve yapıyor muhakkak ama söylediğim gibi benim amacım sadece nasıl yaptın diye soran arkadaşları bilgilendirmek.
Bu sistem otomatik çalışan bir sistem değil ne yazık ki manuel olarak düzenlememiz gerekiyor. En azından benim şu anda bildiğim sadece bu. Otomatik olarak eklenebilen var ise bilenler belki onu da paylaşırlar bizimle.

Çoğumuzun, blogunu kimlerin, ne zaman, nereden ulaşarak ziyaret ettiğini, hangi başlıkları incelediğini görmek için üye olduğu bir site mevcut. Ben bu bilgileri görebilmek için Statcounter'a üyeyim. Fakat ücretsiz üyelik kapsamında olduğu için, geçmiş aktivitelerin tümünü kapsamıyor ne yazık ki. Daima en son 50 - 60 aktiviteyi görebiliyorum sadece. Dolayısı ile gün içinde belli aralıklarla ziyaret ederek bilgilerimi sürekli takip etmem ve bazen de kayıt etmem gerekiyor.

Bu sistemde bir çok seçenek mevcut. Mesela anahtar kelime analizini seçtiğinizde arama motorlarında en çok hangi kelime yazılarak sitenize ulaşıldığını görebiliyorsunuz ya da popüler sayfalara tıkladığınızda ziyaretçilerin blogunuzda en çok hangi başlığı tıkladığını görebiliyorsunuz. Bu ve buna benzer bir kaç yolu izleyerek en çok izlenen tarifi bulabilmemiz mümkün oluyor. Tabii en çok görüntülenen sayfa ana sayfa ve orada görünen tarifler aslında ama onları ne yazık ki bu sistem içine dahil edemiyoruz.

En çok izlenen tariflerimizi bu yolla öğrendik diyelim. Şimdi gelelim bunları sayfa ögesi olarak eklemeye.
Html kodu olduğu için direkt buraya ekleyemiyorum. Yukarıda görmüş olduğunuz kağıt üzerinden taranmış hali."1. Fırın Sütlaç" kısmı koda dahil değil önce bunu belirtmeliyim. İlk satırdaki http://burcin/... ile başlayan gri kısım tarifin internet adresi. Tarifin başlığına tıklayarak adres çubuğundan bu adresi kopyalayabilirsiniz. http://img/... ile başalayan ikinci gri kısım da fotoğrafın internet adresi oluyor. Bu adresi ücretsiz hizmet veren fotoğraf sitelerinden alabilirsiniz. Ben http://imageshack.us/ 'ı kullanıyorum. Bu siteye girerek gözat'a tıklıyorsunuz. Fotoğrafınızı seçerek host it'e bastıktan sonra çıkan kodlar içinde en alt satırdaki (Direct Link to image) kodu ikinci kod kısmına yerleştiriyorsunuz. Değiştirilecek olan yer sadece bu kadar. Diğer kısımlar aynen kalıyor. Oluşturduğunuz kodu sayfa ögesi ekle kısmında html kod ekle seçeneğinde açılan pencereye yazıyorsunuz. Benim Fırın Sütlaç yazdığım kısım için de kodun en başına tarifin adını ya da ne isterseniz onu yazıyorsunuz. Sayfa ögeniz artık hazır.
En basit şekli ile ve öğrenmek isteyen arkadaşlar için anlatmaya çalıştım. Umarım anlaşılır olmuştur ve işinize yarar.

24 Eylül 2007

Limonlu Kurabiye


Cuma akşamı İrmik Tatlısını yaparken Berke yanıma gelerek anne ben limonlu kurabiyeyi çok seviyorum, bana da limonlu kurabiye yaparmısın dedi. Aslında daha önce benim hiç yapmadığım, muhtemelen onun da yemediği bir kurabiye türü ama öyle söyleyince bir an önce yapmak istedim elbette. Hafta sonu oğullarım ile birlikte yaptık limonlu kurabiyeleri. Böylece Minik Eller Mutfakta etkinliği için biraz alıştırma yapmış olduk. Etkinlik için uygulamayı düşündüklerim çok daha uğraştırıcı çünkü. Bakalım başarabilecekmiyiz.

Limonlu Kurabiye tarifi Boyut Yayınları'nın Tatlılar kitabından. Orijinal ismi Limon Yıldızları olarak geçiyor, yıldız kalıpla kestikleri için sanırım. Ben çocuklar için biraz eğlenceli olması açısından sayı kalıplarımı kullandım. Görmüş olduğunuz eller tosuncuklarımın minik elleri. Soldaki daha tombik olan Berke'nin, sağdaki ise Can'ın.


125 gr tuzsuz tereyağı, küp kesilmiş ve yumuşatılmış
125 gr toz şeker
2 yumurta sarısı
2 tatlı kaşığı limon kabuğu rendesi
155 gr beyaz un
110 gr iri taneli mısır unu
2 çorba kaşığı süt (hamuru toparlamak zor olduğu için ben ilave ettim)
Pudra şekeri
Fırını önceden 160 dereceye ısıtın. Fırın tepsisini yağlı kağıt ile kaplayın. Yağ ve şekeri krema kıvamına gelene dek çırpın. Yumurta sarısı, limon kabuğu, un ve mısır ununu hamur kıvamına gelene ve top şeklini alana kadar yoğurun. Un serpilmiş bir yüzey üzerinde 1 cm kalınlığında hamuru açın. İstediğiniz kalıpla hamurdan parçalar koparın. Fırın tepsisine dizin ve 15-20 dakika ya da hafif sararana dek pişirin. Tel ızgara üzerinde soğumaya bırakın ve pudra şekeri serperek servis edin.
Fotoğraf için üç ayrı fon kağıdı ile denemeler yaptım ve yaklaşık 60 poz çektim. Hava çok kapalı ve rüzgarlıydı. Asistanlarım görüntü alırken de yardımcı oldular bana ama çok da istediğim gibi fotoğraf çekemedim bu sefer.
Bu arada fotoğrafçılık kursu bu hafta başladı. İlk derste makinenin yapısıyla ilgili bilgiler öğrendik. Çok zevkli geçiyor ve dört hafta hiç bitmesin istiyorum şu anda. Esas benim merak ettiğim ve ilgi alanıma giren konular olan diyafram, enstantene ve alan derinliği konularını önümüzdeki ve daha sonraki hafta göreceğiz. Merakla bekliyorum.

22 Eylül 2007

Ramazan Geldi Hoş Geldi / Sütlü İrmik Tatlısı

İlk defa bir etkinlik için bu kadar geç, son gününde tarif hazırlıyorum. Bunda iftarda evde olmamamızın etkisi büyük tabi ki. Sevgili Süheyla'nın (Diyalog Yemekleri) ev sahipliğinde gerçekleşen Ramazan Geldi Hoş Geldi etkinliği için Ramazan ayına daha çok yakışan özel ve farklı bir lezzet hazırlamak isterdim ama bu ara bana yine vakit yetmiyor. Mutfaktaki işlerimi halledip hemen çıkıyorum. Okullar açıldı dersler de hemen başladı. Bu yıldan itibaren artık iki oğlumuz da okullu olduğu için işler daha da zorlaştı. Bu seferlik böyle olsun diyelim ve Sofra Dergisinde bulup denediğim tarife geçelim.

4 su bardağı süt
1 su bardağı irmik
1,5 su bardağı toz şeker
3 yemek kaşığı hindistan cevizi rendesi
1 paket vanilya

Sos için :
100 ml krema
100 gr bitter çikolata

Sütün içine irmik, şeker, hindistan cevizi rendesi ve vanilyayı ekleyerek orta ateşte sürekli karıştırarak pişiriyoruz. Kaynamaya başlayınca ocağın altını kapatıp servis yapacağımız ıslatılmış kalıba boşaltıyoruz. Dilerseniz bütün olarak kek kalıbına da dökerek soğutup sonra dilimleyebilirsiniz. Ben küçük tart kalıplarımı kullandım.
Sos için kremamızı ısıtıp kaynama noktasına gelince altını kapatarak içerisine küçük küçük doğradığımız bitter çikolatamızı ilave ederek eriyene kadar karıştırıyoruz. Servis yapmadan önce buzdolabında soğuttuğumuz irmik tatlımızı tabağa alarak sosumuzu üzerinde gezdiriyoruz. Ben süsleme için file antepfıstığı kullandım.

Not: Kıvamı bana biraz koyu geldiği için bir dahaki sefere 5 bardak sütle pişirecek ya da irmik miktarını 2/3 su bardağı olarak değiştireceğim.

21 Eylül 2007

Favicon'um Olacak mı? Bekliyorum...


Ramazan ayında iftarımızı kayınvalidemde yaptığımız için bu ara evde sahur harici hiç mutfağa giremiyorum ve dolayısı ile yeni tarif de ekleyemiyorum.

Bitmesine bir gün kalan Ramazan Etkinliği için bir an önce karar verip birşeyler yapmam gerekiyor. Bu akşam tüm gücümü toplayıp mutfağa girmeliyim.

Mutfağa giremediğim süre içerisinde teknik konulara merak sardım. Önce uzun zamandır aklımda olan en çok izlenen 10 tarif düşüncesi için biraz uğraş verdim. Yapa boza sağ tarafta görünen "Son Bir Hafta En Çok İzlenen Tarif" kodunu oluşturarak şablona ekledim ve çalıştırdım. Belki de bu işlem bir çok kişiye basit gelebilir ama benim için büyük bir başarı olduğunu söylemeliyim. Bu listeyi belki 3 belki 5 madde olarak geliştirmeyi düşünüyorum.

Gelelim başlığa. Favicon uzun zamandır istediğim ve nasıl eklendiğini merak ettiğim bir hadise. Bilmeyenler için favicon adres çubuğunda adresin hemen başında olan minik ikon anlamına geliyor. Sevgili Bengi'nin Yemek Zevki blogunun yazarı Sevgili Melda için başlık ile birlikte ikon da hazırladığını görünce ben de istiyorum diye yorum yazmıştım. Canım tasarımcım benim için bir kaç favicon oluşturarak hemen göndermiş sağolsun. Ben de en çok yukarıda görmüş olduğunuz ikonu beğendim ama kendim bir türlü eklemeyi başaramadım. Aslında Acemi Blogcu'da bu konu ile ilgili baya faydalı bilgiler mevcut fakat olmadı.

Ben de Sevgili Melda'ya ve teknik konularda destek deyince ilk aklıma gelen isim olan ustamız Sevgili Zinnur'a mail attım. Melda eşinin hazırladığını söyleyip kodları gönderdi sağolsun ama onun sayfası blogger'da olmadığı için sanırım kendi şablonuma bir türlü uyarlama yapamadım.

Zinnur ile yürüttüğümüz çalışmalar devam etmekte. O kadar yardımsever ve paylaşımcı bir şahsiyet ki teşekkür ederim demek yeterli gelmiyor ama başka da kelime bulamıyorum ne yazık ki. Faviconum olsa da olmasa da o yoğun gündeminin içinde benimle uğraşma ve sorularıma bütün nezaketinle cevap verme sabrını gösterdiğin için, iyi kalpliliğin ve yardımseverliğin için çok ama çok teşekkür ederim Zinnur.

Bu arada sırf fotoğrafları daha büyük gösterebilmek için şablonumu değiştirdim. Kısıtlı bir alana sıkışıp kalıyor ve istediğim gibi görünmüyorlardı bir türlü. Bu şablon da gözüme fazla büyük gibi geldi daha alışamadım. Sizce nasıl oldu? Çok mu büyük?

17 Eylül 2007

Sakızlı Muhallebi

Uzun zamandır eşimin Çeşme'den aldığı meşhur sakız reçelini kullanmak istiyordum. Bu akşam davetli olduğumuz iftara götürmek üzere sakızlı muhallebi yaparak nihayet bu düşüncemi hayata geçirdim.

6 porsiyon için


1 lt. süt
1 su bardağı un
1 su bardağı t0z şeker
2 tatlı kaşığı sakız reçeli
(damla sakızı veya damla sakızlı herhangi bir sakız da olabilir)
1 çorba kaşığı tereyağı


Tereyağı hariç bütün malzemeyi muhallebi kıvamında pişiriyoruz. Kaynamaya başlayınca ocaktan alarak içerisine 1 çorba kaşığı tereyağı ilave edip mikser ile önce yavaş sonra hızlı devirde en az 5 dk. çırpıyoruz. İstediğimiz şekilde süsleyerek soğuduktan sonra servis yapıyoruz. Ben süslemeyi dövülmüş antep fıstığı ve ahududu ile yaptım.


Bu tarif ile ilgili notlarım:
1. Sakızlı muhallebinin göz göz olması için kepçe biraz yüksekte tutularak boşaltılırsa daha iyi sonuç verir.
2. Fazla şeker sevmeyenler miktarı 2/3 olarak kullanabilirler.


İlgili diğer yazılar :

- Aşure

13 Eylül 2007

Severim Oyunu

Sevgili Oya ve Sevgili Betül "Severim" adlı yeni bir oyuna davet ettiler beni. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Sevdiğim çok şey olduğu için üç tane ile sınırlandırmak baya zor oldu. Düşündüm, taşındım ve sonunda yazmaya karar verdim.

Severim Berke'ciğim ve Cancan'ımı hem de çokkkk en çokkkk. Onların sevgisiyle tanıştıktan sonra hayattaki herşeye farklı gözle bakmaya başladım. Belki gerçek anlamda hoşgörüyü, sevgiyi ve anneliği öğrendim.

Severim İstanbul'u tüm karmaşasına rağmen. Ondan uzakta yaşayamam gibime gelir. İstanbul'u anlatacak bula bula bu fotoğrafı mı buldun diye düşünebilirsiniz. Arabayla köprüden geçerken çekmeye çalıştığım için çok net değil ama içinde çok şey var.
Severim blogumu. Ortak noktalarımız olan bir çok arkadaşı, dostu tanımamı sağladığı, bana huzur, mutluluk ve kendimi ifade edebilme olanağı sağladığı için.
Ben de sevdiklerini merak ettiğim Papatya, Gülriz , Ayşe ve Burcu'yu sobeliyorum.

11 Eylül 2007

Ye# 26 Izgara Hellim Peynirli, Domates ve Patlıcan Salatası

Cafe Gusto blogunun yazarı Sevgili Serpil'in ev sahipliğinde gerçekleşen Ye # 26 Aperatifler ve Mezeler etkinliği için The Australian Women's Weekly dergisindeki Izgara Hellim Peynirli, Domates ve Patlıcan Salatasını denemek istedim.Tarif salata olunca akşamdan yapıp sabah fotoğraf çekmek gibi bir şansım olmadığı için, flaşlı fotoğraf sevmediğim ve gün ışığını da kaybetmemek için çok hızlı hazırlamam gerekiyordu. İşten gelince direkt mutfakta aldım soluğu. Neyse ki hava kararmadan bitmişti. Hem pratik hem de lezzetli bir salata olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Tarifi kitaptaki orijinal şekli ile yazıyorum.

1/2 su bardağı (125 ml) zeytinyağı
4 (240 gr) dilimlenmiş patlıcan
4 orta boy (300 gr) ikiye bölünmüş domates
400 gr dilimlenmiş hellim peyniri
250 gr temizlenmiş ve iri doğranmış roka
1/4 su bardağı fesleğen
2 yemek kaşığı sirke

1 yemek kaşığı yağı tavada ısıtın ve patlıcanları iki tarafı da kahverengi olana dek kızartıp tavadan alın. Domatesleri de yumuşayıncaya kadar aynı tavada pişirip tavadan alın. Aynı tavaya 1 yemek kaşığı daha yağ ekleyip hellim peynirlerini iki tarafı da kahverengi oluncaya kadar kızartın. Büyük bir kapta patlıcan, domates, hellim, roka ve fesleğeni geri kalan yağla beraber sirkeyi de katarak karıştırın. 40 dakika içinde servis yapabilirsiniz.
Bu tarifle ilgili notlarım :
1. Patlıcanları kızartmak için kullanılması gereken 1 çorba kaşığı zeytinyağı oldukça az geldiği için ben göz kararı ilave yaptım. Domatesleri de aynı yağda kızarttım. Kullandığım toplam yağ miktarı 1 su bardağını buldu.
2. Hellim peynirinin patlıcan ve domatesin kızartıldığı yağda kızartılması özellikle yazılan bir ayrıntımıydı bilemiyorum ama sonuçta temiz bir yağ olmadığı için benim gönlüm razı olmadı ve başka bir tavada yaklaşık 2 çorba kaşığı zeytinyağı kızdırarak kızarttım.
3. Fesleğen tadını çok keskin bulduğum için ben kullanmadım.
4. Görüntüyü hareketlendirmek için bir miktar hellim peynirini salatanın üzerine rendeledim ve tabağı doğranmış yeşil zeytin ile süsledim.
5. En sonda yazılmış olan bütün malzemeleri karıştrma işlemini de pişen yiyecekler zedelenebilir ve görüntüleri bozulur diye yapmadım. Bunun yerine hepsini tabağa yerleştirip sosu üzerinde gezdirdim.

7 Eylül 2007

Çikolatalı Makaron

Sevgili Zinnur'un sayfasını hemen hemen her ziyaret edişimde açıp, bakıp bakıp sonra denemeye cesaret edemeyip kapattığım bir tarifti Makaron. Bu akşam kararlı bir şekilde mutfağa girdim. Sonuç ne olursa olsun deneyecektim.

Benim makaronlarım eteklenmediği için görünümleri tam olarak Bizim Pastane'nin makaronları gibi olmasa da lezzeti gerçekten mükemmel oldu. Dış kısmı çıtır, içi acıbadem kurabiyesi gibi yumuşak ve arada gelen çikolata tadı ile harika bir lezzet. Buradan Sevgili Zinnur'a bu kadar detaylı tarif ettiği ve her aşamasını görüntüleyerek anlattığı için kendi adıma çok teşekkür ediyorum.
Tarife ulaşmak isteyenler bu linke tıklayabilirler.


Her ne kadar eteksiz olsa da meşhur makaron pozundan da vermek istedim. Hayatımda ilk kez makaron yaptığım ve yediğim için niye eteklenmediği konusunda hiçbir fikrim yok ne yazık ki. Sadece hamurun kıvamının baya akışkan olduğunu söyleyebilirim. Sıkma torbasına hakim olmakta zorlandım. Mutfak çok sıcak olduğu için mi yoksa yumurta akı fazla geldiği için mi bilmiyorum ama çok merak ediyorum.

Eşim 3 gündür şehir dışında. Genelde saat ve telefon kurma işleriyle o ilgilenir. Yokluğunda iş başa düştü tabi. Acemi saat kurucu olarak ben de gece yatarken telefonu çantamda unutup yanıma almayınca 1 saat gecikmeli olarak sabah 7,30'da uyandım. Çocukları hazırlama ve bir an önce evden çıkma koşturmacası içinde fotoğrafları da çok acele ile çektim. Yaptığım ilk makaron fotoğraflarının daha özenli olmalarını isterdim.
Bu yazı ile bağlantılı diğer tarifler :

2 Eylül 2007

Bu Hafta Sonundan...

Bu hafta sonu ablamın yeni evleri için düzenlediği davete götürmek üzere pasta, ev kurabiyesi ve çikolata hazırladım. Uzun zamandır şeker hamurunu elime almamıştım, özlemişim doğrusu. Cumartesi günü çalışınca hepsini bir gecede yetiştirmek baya zor olup sabah 6'da ancak mutfaktan çıkabilsem de yiyenlerin beğenmesi ve güzel sözleri bütün yorgunluğumu unutturdu.

Gece pasta ve kurabiyeleri hazırlarken fırtına dolayısıyla üç kez elektrikler kesildi. Masanın etrafında yaktığım dört mumla yılmadan çalışmaya devam ettim. Toplardaki minik çatlakları gördüğümde artık çok geçti. Neyseki pasta keki ve kurabiye zeminini bir gece önceden pişirmiştim. Aslında çiçek çalışmak istiyordum ama tel bulamadım ve çok fazla vaktim de yoktu. O yüzden pastanın kaplaması tamamen doğaçlama oldu. Bu sefer başka renk çalışacağım desem de elim hep favori rengim olan mora gidiyor ve tabi ona en çok yakışan pembe ve fıstık yeşili geliyor daha sonra. Gül yapmak için kalıbım olmadığından gülleri elde kendim yaptım. Bu yüzden hepsi kalıpla yapılmış gibi çok düzgün olmadı. Pasta bitimini toplarla süslemeyi seviyorum. Renk renk çok güzel ve neşeli duruyorlar. Parıltı tozunu bu pastada ilk defa kullandım. Özellikle yenilmeyecek kısımlara sürmeye özen gösterdim.

Pasta keki için Emel Başdoğan'ın bayıldığım mor üzümlü sepet pastasındaki tariften iki ölçü hazırladım ve çok memnun kaldım.

Pasta Keki (1 ölçü / 20 kişilik);
250 gr tereyağı (oda ısısında ) + 1 yemek kaşığı kalıbı yağlamak için
450 gr toz şeker (2 su bardağı)
6 yumurta (oda ısısında)
10 gr vanilya (1 paket)
300 gr krema (1+1/5 su bardağı)
1 tatlı kaşığı limon suyu
300 gr un (2 su bardağı) + kaba serpmek için un
100 gr kakao (2/3 su bardağı)
2 tatlı kaşığı kabartma tozu (ben 1 paket kullandım)
1/2 tatlı kaşığı karbonat
1/2 çay kaşığı tuz

Fırın kabını tereyağı ile hafifçe yağlıyoruz ve un serpiyoruz. Fırınımızı 175 dereceye getirerek ısıtıyoruz. Tereyağı ve şekeri çukur bir kapta mikser ile şeker tamamen eriyinceye kadar çırpıyoruz. Daha sonra sırasıyla yumurtaları, vanilya, krema ve limon suyunu da ekleyip bir süre daha karıştırıyoruz. Un, kakao, kabartma tozu, karbonat ve tuzu ayrı bir kapta iyice karıştırarak terayğlı karışıma tahta kaşık yardımı ile yavaş yavaş yediriyoruz. Kekin yumuşak olması için az karıştırmaya özen gösteriyoruz. Önceden ısıtmış olduğumuz fırında 40 - 45 dk. pişiriyoruz. Ben pişirmek için 28 cm'lik yuvarlak kelepçeli kalıp kullandım. Daha önce de belirtmiş olduğum gibi bir gece önceden bu tariften iki ölçü hazırlayarak streç filme sarıp bir gece buzdolabında beklettim.
İlk defa her yeri bu kadar eşit kabaran ve kıvamı çok güzel, kesinlikle çökme problemi olmayan bir pasta kekim oldu. O yüzden çok rahat çalıştım. Pasta kekini ıslatmak için süt, granül kahve, ara katlar için çikolatalı pastacı kreması, vişne ve parça çikolata, pastayı kaplamak için bitter çikolatalı ganaş kullandım.




Çikolatalı Pastacı Kreması :
1,5 su bardağı toz şeker
3 silme yemek kaşığı un
6 silme yemek kaşığı nişasta (ben mısır nişastası kullandım)
1/2 çay kaşığı tuz
1 lt süt
2 yumurta
1 pk vanilya
3 tepeleme yemek kaşığı kakao

Tencerede yumurta ve şekeri tel ile iyice çırpıyoruz. Daha sonra un ve nişastayı ilave ederek pürüzsüz bir kıvam alana kadar çırpmaya devam ediyoruz. Tuz, vanilya ve kakaoyu ekleyip bir süre daha karıştırıyoruz. Ocağın altını yakıp azar azar sütümüzü ilave ederek kremamızı pişiriyoruz. Sıcaklığı azaldıktan sonra yine çırpma teli ya da mikser ile 5 dk. çırparak kıvam almasını sağlıyoruz.

Çikolatalı Ganaş:
200 ml krema
200 gr bitter kuvertür çikolata

Kremamızı kaynamayacak şekilde iyice ısıtarak içerisine küçük küçük doğranmış çikolatalarımızı ilave ederek eritiyoruz. Pastamızı ince bir tabaka halinde kaplıyoruz.

Pasta ile ilgili küpelerim :
1. Pasta kekinde gramaj olarak verilen ölçüleri bardak ölçüsüyle yakalamk mümkün olmadı. Ben normal boy su bardağı ile ölçtüm fakat hep eksik kaldı. Mutfak tartısında ölçüyü tamamlayıp o şekilde kullandım.
2. Keki ikiye bölerek kullandım ama rahatlıkla üç kata da ayırabilirdim. Bir dahaki sefere öyle yapacağım.
Bunlar da günün anlam ve önemi uygun olarak hazırladığım ev şeklinde kurabiyelerimiz. Kurabiye tarifi her zaman kullandığım kakaolu kurabiye tarifim. Pencere kısımlarını royal icing ile çizmeyi düşünüyordum ama malum hem elektrikler hem de vakit azlığı dolayısı ile yetiştiremedim. Pencere ve kapı kolunda süsleme şekerleri kullandım. Kapıyı da uzun poşet kıstırıcısının dar yüzeyi ile baskı yaparak oluşturdum. Ne ile yapsam diye düşünürken çekmeceyi açtığımda ilk elime gelen şey olduğu için :)

Ve bunlarda çikolatalarımız. Bitter ve sütlü kuvertür çikolataları eriterek üzerlerine file badem, fıstık ve ceviz koydum. Fildişi ile her zamanki gibi anlaşamadık. Israr etmedim ben de bıraktım :)

1 Eylül 2007

Türk Gecesi 30 Ağustos 2007

Sevgili Yaman Ayşe'nin düzenlemiş olduğu Türk Gecesi Etkinliği tarifleri 30 Ağustos'tan itibaren yayında. Bu ara hem iş, hem ev, hem herşey o kadar yoğun ki vakit yetmiyor bana yine. O yüzden geç anons ediyorum.

Ayşe'nin sayfasını ziyaret edelim gözümüz gönlümüz açılsın derim. Ben Fırın Sütlaç ile katıldım bu etkinliğe.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...